- ağır hakaret
- invective
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
hakaret görmek — ağır veya küçültücü davranış görmek, aşağılanmak Hakkı da var, tecavüze uğramayan, hakaret görmeyen kalmıyor. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
dürzü — ünl., Ar. durzī Ağır hakaret ve küfür sözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakası açılmadık — sf., ğı Duyulmamış, ayıp, çok ağır hakaret içeren (söz, sövgü veya açık saçık nükte) Bir yandan yakası açılmadık küfürler, bir yandan dedikodu ve türküler. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
arsızın yüzüne tükürmüşler, yağmur yağıyor demiş — arsız ne kadar ağır hakaret görse de aldırmaz, pişkinliğe vurur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
öfkesini kusmak — kızgınlıkla ağır hakaret etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gün yüzü görmemiş (söz veya küfür) — 1) hiç kullanılmamış 2) ortalığa çıkmamış 3) çok ağır hakaret içeren … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıçak yarası geçer (veya onulur), dil yarası geçmez (veya onulmaz) — hakaret, ağır söz vb. gönül kırıcı davranışların hiçbir zaman unutulmayacağını anlatan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
istediğini söyleyen istemediğini işitir — bir kimseye hakaret etmek, ağır sözler söylemek doğru değildir, o da ağır sözlerle karşılık verir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
giydirmek — e 1) Giyme işini yaptırmak Derhâl hamama soktu, sırtına temiz bir elbise giydirip huzura çıkardı. H. Taner 2) mec. Ağır sözler söylemek, hakaret etmek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller giydirip kuşatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük